Askeri Eğitim ve Subaylıkta Yeni Düzenlemeler: Tazminat Artışı ve Suistimaller
Türkiye’deki askeri eğitim sistemi, özellikle subay yetiştirme süreçlerinde önemli değişikliklere sahne oluyor. Bir YouTube videosunda yapılan tartışmalara göre, askeri okullardan mezun olan subayların, aldıkları eğitimi başka alanlarda kullanmak istemeleri durumunda karşılaştıkları yaptırımlar gündeme geldi. Özellikle, subaylık yapmayı tercih etmeyen mezunların ödeyeceği cezalar, son dönemde artırılmış durumda. Videoda, “Okulu bitirdi, teğmen diplomasını aldı, mühendislik diplomasını aldı ama subaylık yapmıyorum dediğinde ne olacak?” sorusuyla bu konu ele alınıyor. Yeni düzenlemelerle, bu tür durumlarda tazminatların 2 ve 4 katına kadar artırıldığı belirtiliyor. Bu değişikliğin nedeni ise geçmişte sistemi suistimal eden birkaç kişinin varlığı. Söz konusu tazminatlar doğrudan devlete ödeniyor ve bireyler aldıkları mühendislik diplomasını özel sektörde kullanabiliyor. Ancak, subaylıktan ayrılmanın belirli şartları ve süreleri olduğu da vurgulanıyor; örneğin, pilotlar için bu süre 21 yıl olarak belirlenmiş.
Askeri Okullarda Eğitim Süreleri ve Ayrılma Şartları
Askeri okullardan mezun olanların, belirli bir süre boyunca Silahlı Kuvvetler bünyesinde hizmet vermesi zorunlu. Videoda, “Belli bir süre ayrılamıyor, kaç yıl bu?” sorusuyla bu konuya dikkat çekiliyor. Pilotlar için belirlenen 21 yıllık zorunlu hizmet süresi, diğer branşlarda da farklı zaman dilimleriyle uygulanıyor. Eğer bir mezun, bu süreyi tamamlamadan ayrılmak isterse, ciddi tazminatlarla karşı karşıya kalıyor. Bu düzenlemeler, devletin askeri eğitim için yaptığı yatırımı koruma amacı taşıyor. Ancak, bazı kişiler bu sistemi suistimal ederek, askeri okullarda ücretsiz eğitim alıp subaylık yapmadan sivil hayata geçmeye çalışmış. Bu durum, cezaların artırılmasına yol açan temel sebeplerden biri olarak gösteriliyor.
Yabancı Ülke Vatandaşlarıyla Evlilik Yasağı Kalktı mı?
Geçmişte, askeri okul öğrencilerinin ve subayların yabancı ülke vatandaşlarıyla evlenmesi yasaktı. Videoda, “Eskiden askeri okul öğrencilerinin yabancı ülke vatandaşlarıyla evlilik yapması yasaktı, bu halen devam ediyor mu?” sorusuyla bu konuya açıklık getiriliyor. Öğrencilerin evlenmesi durumunda okuldan atıldığı, ancak subayların bu konuda daha esnek kurallara tabi olduğu belirtiliyor. Günümüzde ise bu yasak büyük ölçüde kalkmış durumda. Özellikle Sovyetler Birliği vatandaşlarıyla evlenen subayların ordudan atıldığı dönemler geride kalmış; artık ülkelere göre belirli kategorilerle bu durum değerlendiriliyor. Bu değişiklik, askeri personelin özel hayatına dair daha özgür bir yaklaşımı yansıtıyor.
Türk Devletleriyle Ortak Eğitim Programı Var mı?
Türkiye, dünyada 8 bağımsız devlete sahip tek millet olan Türk milleti olarak dikkat çekiyor. Videoda, “Türk devletleriyle ortak bir eğitim programı ya da yaklaşımı var mı?” sorusuyla bu konuya değiniliyor. Konuşmacı, bu soruyu teknik bir merakla sorduğunu vurgulayarak, Türk Cumhuriyetleriyle askeri eğitimde iş birliği olup olmadığını sorguluyor. Şu an için net bir ortak eğitim programı bulunmasa da, Türkiye’nin Türk Cumhuriyetleriyle tecrübe paylaşımı yaptığı belirtiliyor. Örneğin, Azerbaycan Milli Müdafaa Üniversitesi’nin Türkiye’deki benzer bir yapıyla kurulmasında Türk yetkililerin desteği büyük rol oynamış. Bu iş birliği, bilgi ve tecrübe transferiyle sınırlı kalmış gibi görünüyor.
Yabancı Öğrencilerin Türkiye’de Askeri Eğitimi
Türkiye, askeri okullarında uzun yıllardır yabancı öğrencileri de eğitiyor. Videoda verilen bilgilere göre, 1935-2017 yılları arasında askeri okullardan mezun edilen yabancı subay sayısı 3000, astsubay sayısı ise 3500 civarında. 2017’den bugüne kadar ise bu sayı 3500’ü aşmış durumda. Bu öğrenciler, dost ve kardeş ülkelerden geliyor ve Türkiye’nin artan uluslararası itibarıyla bu sayı giderek yükseliyor. Konuşmacı, “Bu insanlar Türkiye Cumhuriyeti’ne ne işimize yarıyor?” sorusuyla bu eğitimin stratejik önemine dikkat çekiyor. Mezun olan yabancı subayların, ülkelerinde önemli pozisyonlara gelmesi (örneğin, Azerbaycan Hava Kuvvetleri Komutanı’nın Türkiye’de eğitim almış olması), Türkiye’nin bölgedeki etkisini artıran bir unsur olarak görülüyor.
Dünya Savaşı ve Müttefiklik Stratejisi
Videonun bir diğer önemli başlığı, dünya siyasetindeki kaos ve olası bir dünya savaşına dair öngörüler. Konuşmacı, “Dünya büyük bir kaosa gidiyor, yeni bir çatışma dönemi başlıyor” diyerek, Türkiye’nin dost ve kardeş ülkelerle iş birliği yapmasının gerekliliğini vurguluyor. Birinci Dünya Savaşı’nda kaybeden tarafta olan Türkiye’nin, İkinci Dünya Savaşı’nda ise savaşa girmeden 20 bin asker kaybettiği hatırlatılıyor. Bu kayıplar, kışlalardaki sağlık koşullarından kaynaklanmış. Günümüzde ise Türkiye’nin, müttefikleriyle sağlam durarak olası bir çatışmadan en az zararla çıkması gerektiği ifade ediliyor. Bu bağlamda, askeri eğitim alan yabancı öğrencilerin, gelecekte Türkiye’nin müttefiklik ilişkilerini güçlendireceği öngörülüyor.
Türk Cumhuriyetleriyle İş Birliği ve Süreklilik Sorunu
Türk Cumhuriyetleriyle askeri eğitimde iş birliği, 1990’lardan itibaren hız kazanmış. Ancak, konuşmacı, “Türk milletinin iyi başlayıp sonunu getirememe” sorununa dikkat çekiyor. Azerbaycan’dan gelen öğrencilerin eğitimiyle başlayan süreç, zamanla Ermenistan maçları gibi olaylarla sekteye uğramış. Bu durum, Rusya’nın işine yararken, Türkiye’nin bölgedeki etkisini sürdürebilmesi için süreklilik sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Şu anda Türk Cumhuriyetlerinden yüzlerce öğrenci Türkiye’de eğitim alıyor ve bu sayı giderek artıyor.
Afrika ve Asya Ülkeleriyle Askeri İş Birliği
Türkiye, sadece Türk Cumhuriyetleriyle değil, Afrika ve Asya ülkeleriyle de askeri eğitimde iş birliği yapıyor. Mali, Gabon, Burkina Faso ve Senegal gibi ülkeler, subaylarını Türkiye’de eğitiyor. Konuşmacı, Türkiye’nin emperyalist bir amaç gütmediğini, aksine insani bir yaklaşımla bu ülkelere destek verdiğini belirtiyor. Pakistan, Kore, Bangladeş ve Endonezya’dan gelen öğrenciler de bu iş birliğinin bir parçası. Yabancı öğrencilerin Türkçe öğrenmesi ve Türk kültürünü tanıması, bu ilişkilerin kültürel boyutunu güçlendiriyor.
Yunanistan’la İlişkiler ve Silahlanma Yarışı
Türkiye-Yunanistan ilişkileri de videoda detaylı bir şekilde ele alınıyor. Konuşmacı, Yunanistan’ın AB ülkeleri arasında en yüksek savunma harcamasına sahip ülke olduğunu belirterek, bu silahlanmanın gereksizliğini vurguluyor. “Türkiye’nin Yunanistan’a saldırma niyeti yok, ama Yunanistan boşu boşuna silahlanıyor” ifadeleriyle, Almanya ve Fransa’nın bu durumu körüklediği iddia ediliyor. Yunanistan’ın 16 fırkateyn ve 200’den fazla savaş uçağına sahip olması, 11 milyonluk bir ülke için orantısız bir güç olarak nitelendiriliyor. Türkiye ise haklarını korumak için diplomasiyi tercih ettiğini ifade ediyor.
Türkiye’nin Yumuşak Gücü ve Mezunların Etkisi
Türkiye’de eğitim alan yabancı subayların, ülkelerinde üst düzey pozisyonlara gelmesi, Türkiye’nin yumuşak gücünü artırıyor. Örneğin, Somali Savunma Bakanı’nın Türkiye’de sivil bir üniversiteden mezun olduğu belirtiliyor. Ancak, konuşmacı, Ziya Ülhak gibi darbe yapan mezunların varlığına da değinerek, bu durumun olumsuz bir örnek teşkil ettiğini söylüyor. Türkiye’nin etkisi, savunma sanayi iş birliği ve ortak dil kullanımıyla da pekişiyor.
Anahtar Kelimeler
#AskeriEğitim, #Subaylık, #TazminatArtışı, #TürkDevletleri, #YabancıÖğrenciler, #DünyaSavaşı, #Müttefiklik, #YunanistanSilahlanması, #TürkiyeEtkisi, #TürkCumhuriyetleri
Kaynak: CNNTURK MSÜ Rektörü Erhan AYFYONCU
