Sri Lanka’da Tamil Terörünün Sonu: Barış ve İnsani Kriz Arasında Yeni Bir Dönem
Kırmızı Hat programında bu hafta, Sri Lanka’da 26 yıl süren Tamil Kaplanları terörünün sona ermesi ve ülkedeki yeni dönemi ele alıyoruz. Mayıs 2009’da hükümetin Tamil Kaplanları’nı yok etmesi, ülkede yaşamı normale döndürmeye başlasa da, kuzeydeki 300 bin Tamil’in yaşadığı insani kriz ciddi bir sorun. Turizm ve çay ihracatı ile ekonomisi canlanan Sri Lanka, tarih boyunca sömürgecilik ve etnik gerilimlerle şekillendi. Hint alt kıtasının en güneyindeki bu ada ülkesi, barış ve kardeşlik mesajlarıyla dikkat çekerken, hükümetin kuzeydeki sefalete çözüm bulamaması halinde terörün geri dönme riski yüksek. Sri Lanka’nın kırmızı hatlarını derinlemesine inceliyoruz.
Tamil Terörünün Sonu: Sri Lanka’da Yeni Bir Başlangıç
Sri Lanka’da 26 yıl süren Tamil Kaplanları terörü, Mayıs 2009’da hükümetin örgütü yok etmesiyle sona erdi. Ülkede yaşam normale dönmeye başladı; turistler Kolombo sokaklarına geri döndü, yollar kalabalıklaştı. Terör, son çeyrek yüzyılda Sri Lankalılar için bir yaşam biçimiydi; ancak şimdi halk kendini güvende hissediyor. Bir Tamil vatandaş, “Tamil örgütü hayatımızı tehdit ediyordu. Savaş vardı, koşullar daha kötüydü. Hükümete teşekkür ediyoruz,” diyor. Ancak savaşın izleri tamamen silinmiş değil; özellikle kuzeydeki insani kriz, yeni bir mücadele alanı olarak öne çıkıyor.
Kuzeydeki İnsani Kriz: 300 Bin Tamil’in Dramı
Savaştan kaçan 300 binden fazla Tamil, Sri Lanka’nın kuzeyindeki kamplarda zor şartlar altında yaşıyor. Tamil Kaplanları’nın karargah olarak kullandığı bölgeden uzak bir alanda bulunan bu kamplar, insani krizin eşiğinde. Kendi evlerinde mülteci gibi yaşayan Tamil halkı, susuzluk ve hastalıklarla mücadele ediyor. Bir kamp sakini, “Burada durumumuz eskisine göre daha iyi, ama hastalıklar başladı, susuzluk büyük sorun. Ailelerimizden haber alamıyoruz, evlerimize dönmek istiyoruz,” diyor. Hükümet, birkaç ay içinde Tamil halkını evlerine döndürmeyi planlıyor; ancak kamplarda terörist kalmadığından emin olunması gerektiğini vurguluyor. Eğer kuzeydeki sefalet çözülemezse, Tamil halkının Sri Lanka hükümetini suçlaması ve terörün yeniden ortaya çıkması kuvvetle muhtemel.
Sri Lanka’nın Ekonomik Canlanması: Turizm ve Seylan Çayı
Sri Lanka, gelirinin büyük bölümünü turizm ve çay ihracatından elde ediyor. Yıllık 240 milyon kilogram çay ihracatı, özellikle İngiltere ve Orta Doğu ülkelerine yapılıyor; bu, “Seylan çayı” olarak bilinen meşhur markasıyla ülkeye ciddi bir gelir sağlıyor. Tropik iklimi, mango, avokado ve goya gibi meyveleri, okyanus adası konumu ve vahşi filleriyle Sri Lanka, turistler için bir cazibe merkezi. Ancak 26 yıl süren terör, turizmin tam randımanla işlemesini engelledi. Terörün bitmesiyle birlikte turizm yeniden canlanıyor; Kolombo’da savaşın izlerine rastlanmıyor, sokaklar turistlerle dolu. Yollar bozuk ve güvenlik önlemleri nedeniyle ulaşım zor olsa da, ülke ekonomik olarak toparlanma sürecinde.
Sri Lanka’nın Etnik ve Dini Çeşitliliği: Barış İçinde Birliktelik
Sri Lanka, 20 milyonluk nüfusuyla etnik ve dini çeşitliliğe sahip bir ülke. Nüfusun %75’ini Budist Sinhaller, %14’ünü Tamil’ler ve %8’ini Müslümanlar oluşturuyor. Kalan kesimde Hristiyanlar ve az sayıda Yahudi bulunuyor. Kolombo’nun merkezinde, parlamentoya yakın bir mahallede Budist tapınağı, Hindu tapınağı, cami ve Hollanda koloni döneminden kalma bir kilise yan yana yer alıyor. Bu mahalle, farklı dinlerin barış içinde bir arada yaşayabileceğini gösteriyor. Bir Budist, “100 yıldır birlikte yaşıyoruz, hepimiz bu ülkenin insanlarıyız,” derken, bir Müslüman Tamil, “Sinhallerle barış içinde yaşıyoruz, bazı ülkelere örnek olmalı,” diyor. Sokaktaki halk, dinin uzlaşmazlık nedeni olmaması gerektiğini vurguluyor.
Tamil Kaplanları’nın Yükselişi ve Düşüşü: 26 Yıllık Terör
Tamil Kaplanları (LTTE), 1976’da Sri Lanka’nın kuzey ve doğusunu, Hindistan’ın Tamil Nadu bölgesiyle birleştirerek bağımsız bir Tamil devleti kurma hedefiyle ortaya çıktı. Örgüt, Sinhaller ve Müslümanlara baskı uygularken, Tamil halkının bir kısmı da bu baskıdan nasibini aldı. Tamil’ler, aslında sadece haklarının artırılmasını istiyordu; ancak LTTE lideri Prabhakaran, ayrı devlet söyleminde ısrar etti. Örgüt, diaspora Tamil’lerinden büyük maddi destek aldı; uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla ekonomik olarak büyüdü. Dünyanın savaş uçağı ve denizaltısına sahip tek terör örgütü olan LTTE, intihar saldırılarını geliştirerek El Kaide ve Taliban gibi gruplara örnek oldu. Ancak toplumsal desteği olmayan örgüt, 2004’te General Karuna’nın 6 bin silahlı adamıyla ayrılmasıyla büyük bir darbe aldı. Karuna, “Siyasi bir çözüm istiyorduk, ama Prabhakaran uzlaşmacı Tamil’leri bile uzaklaştırdı,” diyor. Mayıs 2009’da Sri Lanka ordusu, örgütü tamamen yok etti.
Sri Lanka’nın Sömürgecilik Tarihi: İngilizlerin Böl ve Yönet Politikası
Sri Lanka’nın tarihi, sömürgecilik ve etnik gerilimlerle şekillendi. Milattan önce 5. yüzyılda Hindistan’ın kuzeyinden gelen Sinhaller, adanın ilk yerleşimcileri oldu ve Budist kimlikleriyle en büyük etnik grubu oluşturdu. 200 yıl sonra Hindistan’ın güneyinden Tamil toplulukları kuzeye yerleşti. 7. yüzyılda Müslümanlık adaya ulaştı. İngiliz egemenliğine kadar Budistler, Hindular ve Müslümanlar barış içinde yaşadı. Ancak 1505’te Portekizliler, ardından Hollandalılar ve 18. yüzyıl sonlarında İngilizler adayı kontrol altına aldı. İngilizler, 1815’te Sri Lanka Krallığı’nı ele geçirerek “böl ve yönet” politikasını uyguladı. Hindistan’dan Tamil işçiler getirerek Sinhallerle Tamil’ler arasında denge yaratmayı hedeflediler. Tamil’lere eğitim ve memuriyet gibi haklar vererek Sinhallerin tepkisini çektiler. 1948’de bağımsızlık kazanıldığında, Sinhal ağırlıklı hükümet bu hakları geri aldı; bu da etnik çatışmaların fitilini ateşledi.
Bağımsızlıktan Sonra Etnik Gerilimler: Tamil’lerin Mücadelesi
1948’de bağımsızlığını kazanan Sri Lanka’da, Sinhal ağırlıklı hükümet, nüfus oranına göre yönetimi düzenledi. Resmi dil olarak sadece Sinhalce kabul edildi; Hindistan’dan getirilen Tamil’lerin bir kısmı vatandaşlıktan çıkarıldı. İngilizlerin verdiği hakları kaybeden Tamil’ler, 1955-1976 arasında protestolar ve şiddet gösterileriyle karşılık verdi. Sinhallerle ilk çatışmalar yaşandı; yüzlerce kişi öldü, binlerce Tamil kuzeye kaçtı. Tamil’ler önce dil haklarını, ardından federal bir çözüm istedi; ancak 1976’da Tamil Kaplanları’nın kurulmasıyla talep ayrı bir devlete dönüştü. Örgüt, Sinhallerle Tamil’ler arasında bir sorun olmasa da, aşırı ırkçı söylemlerle çatışmaları körükledi.
Hindistan’ın Rolü ve Tamil Kaplanları’nın Kırılmaları
Hindistan, Sri Lanka’daki Tamil krizinde önemli bir rol oynadı. 1987’de Indo-Sri Lanka Anlaşması ile ülkeye barış gücü gönderen Hindistan, aslında Sri Lanka’yı kontrol altında tutmayı amaçladı. Ancak 1991’de Tamil Kaplanları, Hindistan Başbakanı Rajiv Gandhi’yi bir intihar bombacısıyla öldürdü. Bu olay, Hindistan’ın örgüte verdiği üstü kapalı desteği çekmesine neden oldu; 26 ülke LTTE’yi terör örgütü ilan etti. 1994’te Sri Lanka’da iktidara gelen Chandrika Kumaratunga, Tamil Kaplanları ile diyalog yolunu seçti; ancak görüşmeler iki yılı geçmedi ve örgüt masadan kalktı. Örgütün lideri Prabhakaran’ın uzlaşmaz tavrı, Tamil halkının da tepkisini çekti.
Sri Lanka Hükümetinin Yeni Mücadelesi: Kuzeydeki Sefalete Çözüm
Sri Lanka hükümeti, terörün bitmesiyle yeni bir mücadeleyle karşı karşıya. Kuzeydeki 300 bin Tamil’in yaşadığı kamplarda insani kriz derinleşiyor. Hükümet, “Onlar bizim insanımız, Tamil ya da Sinhal fark etmez, onlara bakmak görevimiz,” diyor. Ancak kamplarda terörist kalmadığından emin olunması gerektiği vurgulanıyor. 26 yıl boyunca terörle mücadelede deneyim kazanan Sri Lanka ordusu, bu sorunun tekrarlanmasının zor olduğunu belirtiyor. Yine de kuzeydeki koşulların düzeltilmemesi halinde, Tamil halkının hükümete olan güvenini kaybetmesi ve terörün yeniden hortlaması riski bulunuyor.
Sonuç: Sri Lanka’nın Barış ve Kalkınma Yolculuğu
Sri Lanka, 26 yıl süren Tamil Kaplanları teröründen kurtuldu; turizm ve çay ihracatı ile ekonomisi canlanıyor. Kolombo’da savaşın izleri silinmiş, sokaklar turistlerle dolu. Ancak kuzeydeki 300 bin Tamil’in yaşadığı insani kriz, hükümetin önündeki en büyük sınav. Sinhaller, Tamil’ler, Müslümanlar ve Hristiyanlar, barış içinde bir arada yaşama geleneğini sürdürüyor; ancak geçmişteki sömürgecilik ve etnik gerilimlerin izleri hâlâ hissediliyor. Sri Lanka’nın kırmızı hatları, barış ve kalkınma yolunda yeni bir dönemi işaret ediyor.
Anahtar Kelimeler
TamilKaplanları, SriLankaTerör, İnsaniKriz, SeylanÇayı, TurizmCanlanması, EtnikÇeşitlilik, İngilizSömürgeciliği, KuzeyKampları, BarışİçindeYaşam, HindistanRolü