Türkiye’nin İlk Yerli ve Milli İnsanlı Savaş Uçağı Kaan Gökyüzüyle Buluştu
Türkiye, savunma sanayiinde tarihi bir dönüm noktasına imza attı. Ülkenin ilk yerli ve milli insanlı savaş uçağı Kaan, gökyüzüyle buluştu. Bu büyük başarı, Türk mühendislerin emeği ve Türk pilotların cesaretiyle gerçekleşti. Faruk Abi’nin ifadesiyle, “Ellerinize, yüreklerinize, aklınıza sağlık” sözleri, bu projede emeği geçen herkese duyulan minnettarlığı özetliyor. Kaan’ın ilk uçuşu, Türkiye’nin havacılık tarihindeki uzun bekleyişin sona erdiği an olarak hafızalara kazındı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), bu devasa projenin merkezi olarak öne çıkıyor.
Kaan’ın Üretildiği Merkez: TUSAŞ Tesisleri
Kaan’ın doğup büyüdüğü yer, Ankara’da bulunan TUSAŞ tesisleri. Yoğun güvenlik önlemleriyle korunan bu devasa alan, binlerce çalışanıyla Türkiye’nin savunma sanayiindeki kritik üslerinden biri. TUSAŞ, yerli ve milli ilk insanlı savaş uçağı Kaan’ın üretim merkezi olarak, Türkiye’nin havacılıkta geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Faruk Abi ve kameraman arkadaşları Ahmet Akpolat ile Halil Kahraman, bu tarihi anları ekrana taşımak için tesisin kapılarından geçti. Ziyaretçiler, Kaan’ı görmek ve ona dokunmak için sabırsızlanırken, tesisin içindeki yoğun çalışma atmosferi dikkat çekiyor.
Kaan’ın İlk Uçuşu ve Tarihi Anlar
Milli Muharip Uçak Kaan, 21 Şubat 2024 tarihinde ilk kez gökyüzüne yükseldi. Bu unutulmaz uçuşu, deneyimli pilot Barbaros Demirbaş gerçekleştirdi. Faruk Abi’nin “Aslanım benim, evladım benim” sözleri, bu başarının getirdiği gururu ve duygusal yoğunluğu yansıtıyor. Projenin ardında büyük fedakârlıklar yatıyor; evlerine gitmeyenler, ailelerini ihmal edenler oldu. Ancak herkesin ortak görüşü: “Değdi.” İlk uçuşun gerçekleştiği gün, Türkiye gururla bu tarihi anları izledi ve Kaan, Türk havacılığında yeni bir sayfa açtı.
İkinci Uçuş ve Gökhan Bayramoğlu’nun Deneyimi
Kaan’ın ikinci uçuşu ise 6 Mayıs 2024 tarihinde yapıldı ve bu kez uçağı Gökhan Bayramoğlu uçurdu. Test uçuşları devam ederken, Barbaros Demirbaş ve Gökhan Bayramoğlu, Kaan’ı gökyüzünde süzülmeye devam ettiriyor. Gökhan Bayramoğlu, “Bütün sistemlerde hiçbir problem yaşamadan uçuşumuzu gerçekleştirdik. Çok güzel bir uçuştu” diyerek bu deneyimi paylaştı. Fulya Hanım’a verdiği röportajda, ilk uçuşta takip uçağında yer aldığını ve dışarıdan Kaan’ı izlemenin ayrı bir gurur olduğunu belirtti. Ancak ikinci uçuşta kokpitte olmanın bambaşka bir duygu olduğunu ekledi: “İlk kez uçuyormuş gibi hissettim, ayaklarım yerden kesilmiş gibiydi.”
Gökhan Bayramoğlu’nun Kariyeri ve Kaan’a Bakışı
Gökhan Bayramoğlu, 20 yıldır havacılık sektöründe olan bir savaş pilotu. Hava Kuvvetleri’nde F-16 uçurmuş, yaklaşık 6 bin saat uçuş deneyimine sahip. Kaan’ı uçururken hissettiği heyecanı, “Uçuş okuluna başlamadan önceki ilk uçuşumda neler hissettiysem, aynı duyguları yaşadım” diyerek tarif ediyor. Şu anda TUSAŞ’ta test pilotu olarak görev yapan Bayramoğlu, Kaan’ı sadece bir uçak değil, bir silah olarak görüyor. “Kaan’ı uçak kısmından silah kısmına taşıyacağız. Görev sistemlerini test edeceğiz” diyen Bayramoğlu, hedefin 2028’de Hava Kuvvetleri’ne tam kapasiteli bir Kaan teslim etmek olduğunu vurguluyor.
Kaan’ın Teknik Özellikleri ve Beşinci Nesil Avantajları
Kaan, tasarımı ve imalatıyla tamamen milli bir savaş uçağı. Kanat açıklığı 14 metre, yüksekliği 6 metre, uzunluğu ise 21 metre olan bu uçak, tek kişilik kokpite ve çift motora sahip. Yüksek manevra kabiliyeti, gövde içi silah taşıma özelliği, elektronik harp kabiliyeti ve düşük radar görünürlüğü, Kaan’ı beşinci nesil bir uçak yapıyor. Yapay zekayla artırılmış muharebe gücü ve pilotun iş yükünü hafifleten konforlu tasarımı da dikkat çekiyor. Bayramoğlu, “Beşinci nesil uçakların en büyük özelliği, yüksek teknoloji sensörler ve düşük görünürlük” diyerek Kaan’ın bu alanda fark yarattığını ifade ediyor.
Kaan’ın Geleceği: Yerli Motor ve 2028 Hedefi
Kaan’ın test uçuşları devam ederken, yerli motor geliştirme çalışmaları da hız kesmeden sürüyor. 2028 yılında Hava Kuvvetleri envanterine girmesi planlanan Kaan, bu tarihten sonra yerli motorla uçacak. Mat atışları gibi görev sistemlerinin test edilmesi gereken uzun bir yol var. Ancak TUSAŞ ekipleri, bu hedefe ulaşmak için gece gündüz çalışıyor. Kaan, sadece bir uçak değil, Türk Hava Kuvvetleri’nin hava hakimiyetini sağlayacak bir komuta kontrol merkezi olarak tasarlanıyor.
Kaan’ın F-16 ve F-35’ten Farkı
Uzmanlar yıllardır “Kaan, F-16’dan ve F-35’ten daha iyi” diyor. Peki, pilot gözüyle bu fark nedir? Gökhan Bayramoğlu, “Kaan’ı kıyaslayabileceğimiz bir uçak yok” diyor. F-16 ve F-35 mevcut teknolojileri temsil ederken, Kaan geleceği hedefliyor. “Biz yarını ve ondan sonrasını kapsayacak bir uçak peşindeyiz” diyen Bayramoğlu, Kaan’ın insansız savaş araçlarıyla koordineli çalışabilen, hava hakimiyetini sağlayan yeni bir konsept sunduğunu belirtiyor. Bu vizyon, Kaan’ı diğer uçaklardan ayıran en büyük fark.
Türk Havacılığında Altın Çağ
Türkiye, geçmişte Nuri Demirağ, Şakir Zümre ve Vecihi Hürkuş gibi öncülerin yarım kalan hayallerini bugün genç mühendislerle tamamlıyor. Kaan’ın uçmasıyla Türk havacılığında altın çağ başladı. Faruk Abi, “Türkiye yıllar önce kendi uçağını, arabasını, mühimmatını yaptı ama bu hikayeler yarım kaldı. Şimdi pırıl pırıl gençler bu hikayeyi tamamladı” diyerek bu başarıyı özetliyor. TUSAŞ mühendisleri, teknisyenleri ve pilotları, Türk bayrağını gökyüzünde en etkili şekilde dalgalandırmak için çalışıyor.
Gençlere Mesaj: Hayal Edin ve Başarın
Gökhan Bayramoğlu, gençlere ilham verici bir mesaj veriyor: “Hayal ettikleri şeyin gerçeğe dönüşmesi, bu şirkette ve Türkiye Cumhuriyeti’nin imkanlarıyla mümkün. Havacılıkla ilgili bir hayalleri varsa, bunu gerçekleştirebileceklerini bilsinler.” Kendisi F-16 uçururken bir gün yerli bir savaş uçağını uçuracağını hayal etmemişti. “Ben hayal edemiyordum, ama şimdi bu hayali gerçekleştirdim. Onlara düşen tek şey hayal etmek ve bu imkanlarla başarabileceklerine inanmak” diyor.
Kaan’a Veda ve Gelecek Planları
Ziyaretin sonunda Faruk Abi ve ekibi, gurur ve heyecanla Kaan’a veda etti. Test uçuşları devam edecek olan Kaan, sık sık gökyüzüyle buluşacak ve 2028’de Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılmaya başlanacak. Fulya Hanım, “İnşallah tekrar gelip burayı ziyaret etmek isteriz, çok keyif aldık” derken, Bayramoğlu da “Her zaman bekleriz” diyerek misafirperverliğini gösterdi. Kaan, Türkiye’nin havacılık geleceğinde parlak bir yıldız olarak yerini alıyor.
Anahtar Kelimeler:
#KaanUçağı, #YerliMilli, #TUSAŞ, #MilliMuharipUçak, #BeşinciNesil, #TürkHavacılık, #GökhanBayramoğlu, #BarbarosDemirbaş, #TestUçuşları, #HavaKuvvetleri, #YerliMotor, #SavunmaSanayi